22 Ocak 2015 Perşembe

Nereye Bakarsan Oraya Gidersin


Yaşam sürprizlerle dolu. 2 teker maceram birçoklarına göre geç yaşlarda oldu. 30’larımın başlarında motosiklet sonlarında bisiklet kullanmaya başladım. Hele motosiklete başlamam tam bir sürprizdir. Motoru getirdiklerinde nasıl kullanılacağına dair en ufak bir fikrim yoktu. İlk motorum bir chooperdı. Kawasaki vn800. Mavi renkli bir canavar.

İlk kez üzerine oturduğumda vitesli olduğunu, gazı, debriyajı, freni öğrenmiştim. O kadar bi haberdim. Bol bol devirmiştim ilk kez kullanımda. Yanlış düşünülenin aksine motoru dururken ya da çok düşük hızda devirirsiniz. Hızlandıkça yol tutuşu artar motorun. Devrilmesi güçleşir. İlk dersim bu olmuştu.

Bir süre kaçak kullandıktan sonra ehliyet aldım. Tam Türk işi değil mi? Sınava motorla gitmiştim. Sınavın yapıldığı motoru o kadar kullanamadım ki vermiyorlardı. Kursun sahibi araya girdi, benim motoru gösterdi de aldım ehliyeti. Bu daha da Türk işi oldu dediğinizi duyar gibiyim.

Bir süre sonra daha aklı başında bir şey yaptım. Güvenli sürüş teknikleri eğitimi aldım. Hayatım değişti, kendime çok kızdım zira o güne dek ne kadar tehlikeli motosiklet kullandığımı gördüm. Şimdi kim motosiklet alsa ilk tavsiyem lütfen git eğitim al oluyor. Daha sonra 2 eğitim daha alarak pekiştirdim. Hoş motoru değiştirsem yapacağım ilk şey yine aynı eğitimi almak olur. Ne demişti şair? “Eğitim şart.”

Aldığım ilk ileri ve güvenli motosiklet kullanım eğitiminin ilk cümlesi;

“Nereye bakarsan oraya gidersin” 

Büyük ölçüde bilinç altı kaynaklı bir durum ama gerçek bu. Motosiklet üstüne yoldaki çukura bakın düşersiniz, istisnası yoktur. Yola çıkan bir şeye bakın çarparsınız. Ona değil gitmek istediğiniz yöne bakın o yöne gidersiniz. Kurtarırsınız çarpışmadan. Kenarda park eden arabaya bakın gidip vurursunuz. Yola bakın çarpmadan geçip gidersiniz. Bakışı yüksek tutmak ve gidilmesi istenen yöne bakmak en temel gerek şarttır.

Birkaç örnekle ne demek istediğimi daha iyi anlatabileceğimi umuyorum. Aşağıdaki yarışçıların yolla ve motosikletleriyle hiç ilgileri yok. Zira sadece gitmek istedikleri yöne bakıyorlar. Neden? Basit, o yöne gitmek için elbette… Motosiklet kullanma anayasasının ilk maddesi gereği. 

Sola viraj. Yarışçı sadece sol viraj çıkışına bakıyor. Yolla, motorla ilgisi yok. Bakış yüksek, başı gitmek isteği yönde.

Sağ viraj. Dönüş büyük ölçüde tamamlanmış. Yarışçı sadece viraj çıkışına bakıyor.

Bu kuralı sanıyorum ki genellemek mümkün. Hayatımızda da aslında nereye bakarsak oraya gidiyoruz. Bunu bilinçle ve istekle yapanlar, baktıkları yöne gitmek için emek harcayanlar, bu oyunda genelden sıyrılarak, farklılaşarak gidiyorlar. Diğerleri sürüye uyarak, kendilerini akışa bırakarak ve fark etmeyerek.

Nereye bakarsanız oraya ilişkin bir antrenman başlıyor beyninizde. Zihniniz o yöne ilişkin canlanıyor. Fikirler oluşmaya başlıyor, yaratıcılığınız artıyor. Fark doğmaya bununla başlıyor.

Basitçe ne yapmak istediğini bilenlerle bilmeyenlerin farkı bu oluyor. İstek duymak başını akışın dışında bir yöne çevirmek genelden, sürüden farklılaşmaya başlanan ilk an. Bu anı devam ettirmek, günlerce, aylarca ve hatta yıllarca bu yöne gitmek için çaba göstermek, emek harcamak, çalışmak… Okuduğumuz, duyduğumuz, hayranlıkla izlediğimiz ve fazlasıyla imrendiğimiz başarı öykülerinin muhtemel, basit formülü.

Çukura bakmayın sakın, bakarsanız mutlaka düşersiniz.

Farklı yollara çevirin başınızı gidilecek daha çok yol, alınacak daha çok keyif var bu hayatta. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder